2024’te Ekonominin İki Yüzü

2024 yılında bizi neler bekliyor? Olumlu ve olumsuz senaryolar çerçevesinde, gelin beraber değerlendirelim.

İlk önce olumsuz bir senaryo ile başlayalım. Olumsuz bir senaryoda, küresel enflasyon oranlarının yüksek seyretmesi ve dolayısıyla başta Amerika olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan merkez bankalarının 2024 yılında da sıkı para politikalarına devam etmek zorunda kalmasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumda 2024 yılında beklenen faiz indiriminin gelmesi bir sonraki yıla kalabilir. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi de finansman erişim sorunları nedeniyle küresel ticaret ve aktivite üzerinde oldukça olumsuz sonuçlar yaratabilir.

Bir başka olumsuz senaryo da yakın bölgemizde ivmelenen jeopolitik gerginliklerin artması ve farklı ülkelere sıçraması olarak karşımıza çıkabilir. Böyle bir durumda, küresel ticaretin ve emtia fiyatlarının olumsuz etkilenmesini bekleyebiliriz. Bu hem küresel enflasyonu hem de küresel ekonomik aktiviteyi olumsuz yönde etkileyecektir.

Bir diğer olumsuz senaryo ise faiz artışları karşısında yavaşlaması beklenen Amerikan ve Avrupa ekonomilerinin beklenenden çok daha sert bir şekilde frene basması olabilir. Küresel ekonomik aktivitenin itici gücü olan bu ekonomilerdeki sert bir yavaşlama gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri de aşağı doğru çekecektir.

2024 yılı aynı zamanda birçok ülkede seçimlerin yapılacağı bir yıl olacaktır. 2010’lu yıllardan sonra artan popülist ve korumacı eğilimin, 2024 yılında daha da ağırlık kazanması, ekonomik açıdan yine olumsuz sonuçlar yaratabilir. Literatürde yapılan çalışmalar korumacılığın gerek tedarik zinciri gerek küresel emtia fiyatları gerekse küresel ticaret üzerinde olumsuz sonuçları olduğunu göstermektedir.

Yurt içine dönecek olursak, yurt içindeki en olumsuz senaryo ekonomi yönetiminde yeniden 2018-22 dönemindeki politikalara geri dönüş olarak karşımıza çıkacaktır. Bu durum halihazırda çok yüksek seviyelere çıkan faiz ve enflasyonun daha da artması, finansmana erişim imkanlarının azalması kaynaklı ekonomide sert bir yavaşlama olması; ama eş zamanlı olarak kurda ve enflasyonda çok yüksek zıplamalar olmasına neden olabilir. Bu senaryo, kamu mali dengelerini ve mali sürdürülebilirliği de olumsuz yönde etkileyecektir. En olumsuz çıktısı ise Türkiye’nin 2024 yılında ödemeler dengesinde karşılaşılabilecek sorunlar olarak karşımıza çıkabilir.

Şimdi de olumlu bir senaryo karşısında 2024 yılında küresel ve Türkiye ekonomisini neler bekleyebilir, gelin beraber değerlendirelim.

İlk önce küresel çerçeve ile başlayalım.

Küresel konjonktürde, en olumlu süreç, enflasyonist etkilerin hızla azalmaya devam ederek başta Amerika olmak üzere birçok merkez bankasının önümüzdeki yıl yaza doğru faiz indirimine başlaması olacaktır. Faiz oranlarının hızlı bir şekilde aşağıya gelmesi küresel de finansmana erişimi ve talebi destekleyecektir.

Bu süreci daha da destekleyecek olan senaryo ise Amerika ve Avrupa’da ekonomilerinin beklenenden daha yüksek oranlarda büyümesi olacaktır. Bu ekonomilerde artan aktivite; küresel talebi ve ticareti destekleyecektir.

Küresel sürdürülebilirlik adına, iklim değişikliği ile mücadele ve yeşil dönüşüm adına atılacak adımlara hız verilmesi ise bir başka olumlu senaryo olacaktır.  Bu adımlar, hem 2024 yılında hem de orta ve uzun vadede küresel sürdürülebilirlik adına kilit rol oynayacaktır.

Yine benzer şekilde yakın bölgemizde yaşanan savaşların sona ermesi, 2024 yılında küresel iş birliğini destekleyen politikacıların ve siyasi partilerin hükümetlere seçilmesi de küresel ekonomik aktivite, enflasyon ve finansmana erişim adına destekleyici olacaktır.

Yurt içine dönecek olursak, Türkiye’deki ekonomik politikaları destekleyecek en olumlu senaryo; mevcut parasal sıkılaşma politikasının devam etmesi ve politika çerçevesinin güveni tesis edecek adımlarla desteklenmesi olacaktır. Bu senaryo, 2024 Mayıs ayında %65- %80 bandına çıkması beklenen enflasyon oranının, 2024 yıl sonunda %40‘ların altına gerilemesi için kritik önem arz etmektedir.

Yine benzer şekilde bu adımların maliye politikaları ile desteklenmesi gerekmektedir.  2024 yılında bozulması beklenen bütçe açığı ve borç stoku dinamiklerinin düzeltilebilmesi için gelir ve gider alanlarında yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu adımlar, deprem kaynaklı yeniden inşaat maliyetlerinin finansmanı, sosyal güvenlik harcamalarının aktüeryal çerçevede rasyonalize edilmesi, düşük gelir tabanı ve yüksek kayıt dışılıkla mücadele ve yavaşlayan bir ekonomi çerçevesinde kamu mali görünümün sürdürülebilirliği adına önem arz etmektedir. Kamu maliyesinde gerekli yapısal adımların atılmaması halinde hem 2024 yılı için hem de orta vadede kamu mali dengelerde önemli bir bozulma yaşanması söz konusu olabilir.

Makro finansal dengelerin iyileştiği bir politika çerçevesinde yurt içine finansman girişleri de artacaktır. Yurt içinde artan finansman hem kurdaki dalgalanmanın azalması hem de enflasyonla mücadele konusunda oldukça önemli bir destekleyici destek noktası olabilir. Böyle bir senaryoda enflasyonun %40‘ların altına çekildiğini görebiliriz. Ayrıca yüksek dış finansman; yüksek faiz oranlarına rağmen, Türkiye’de ekonomik büyümenin sert bir şekilde frene basmadan, yeniden dengelenme sürecinin yumuşak bir geçişle yönetilmesine katkı sağlayabilir. Bu da önümüzdeki yıl ekonomik büyümenin %3 ve üzerinde olmasını destekleyebilir.

Dış ticaret tarafında ise Gümrük Birliği anlaşmasının Türkiye lehine revize edilmesi ve dış talebin destekleyici olması ihracat ve cari açık açısından olumlu olacaktır.

Son olarak, Türkiye’nin kısa ve orta vadeli büyümesini destekleyecek en önemli konu ise yapısal reformlar hayata geçirilmesi olacaktır. Bunların başında; hukuk sisteminin etkinliği ve kurumlara olan güvenin artırılması, liyakatin ve hesap verilebilirliğin pekiştirilmesi, eğitim sistemi ve iş gücü piyasalarının iyileştirilmesi gibi alanlar başta yer almaktadır. Bu alanlarda atılacak adımlar, Türkiye’deki yeniden dengelenme sürecinin daha az hasarla atlatılmasına ve Türkiye’deki toplam faktör verimliliğinin yükseltilmesine, gelir dağılımını ve adaletinin iyileştirilmesine önemli katkı sağlayacaktır.

Bu yazım, 29 Aralık 2023 tarihli “Bloomberg Businessweek” dergisinde “2024’te Ekonominin İki Yüzü” adlı makalede yer almıştır.

Bloomberg Businessweek

29 Aralık 2023

Posted in Güncel Değerlendirmeler